İçindekiler

Plaza Nedir ve Plaza Çalışanı Kimdir?

Plaza, genellikle büyük şehirlerde bulunan, modern ofis binalarını ifade eder. Bu binalar, çok sayıda şirkete ev sahipliği yapar ve genellikle şirketlerin merkezi ofisleri olarak kullanılır. Plaza çalışanı ise, bu modern ofis binalarında görev yapan, genellikle beyaz yaka olarak tanımlanan kişilerdir. Bu çalışanlar, farklı sektörlerde hizmet veren şirketlerde çeşitli pozisyonlarda yer alabilirler. Örneğin, bir plaza çalışanı finans, pazarlama, insan kaynakları ya da teknoloji departmanında görevli olabilir. Plaza çalışanlarının günlük yaşamları, genellikle yoğun iş temposu, sürekli toplantılar ve e-posta trafiği ile karakterize edilir. Bu ortamda sıkça karşılaşılan durumlar arasında sabahları kahve ile başlayan yoğun bir çalışma günü, trafikle mücadele ederek işe gelip gitme ve iş saatleri dışında da sürekli bağlantıda olma zorunluluğu bulunur.

Plaza Dili ve Kavramları

Plaza dili, plaza çalışanları arasında yaygın olarak kullanılan, Türkçe’nin içine İngilizce terimlerin ve özel jargonların karıştığı bir dil biçimidir. Bu dil, özellikle kurumsal hayatta sıklıkla karşılaşılan durumlar ve kavramlar için çeşitli ifadeler barındırır: Action Item: Genellikle toplantılarda, üzerinde çalışılması veya tamamlanması gereken görevler için kullanılır. Örnek:”Bu projedeki action item’ları kim takip edecek?” Brainstorming: Yaratıcı fikir üretme süreci için kullanılır. Çalışanlar, bir problemi çözmek veya yeni fikirler geliştirmek amacıyla fikir alışverişinde bulunur. Örnek: “Yarınki toplantıda bir brainstorming session düzenleyelim.” Deadline: Bir işin veya projenin bitirilmesi gereken son tarih. Örnek: “Bu raporun deadline’ı cuma günü, lütfen zamanında teslim edin.” Feedback: Bir iş, sunum veya performans hakkında geri bildirim. Örnek: “Projeye ilişkin feedback’lerinizi bekliyorum, lütfen açık olalım.” Kick-off Meeting: Bir projenin veya görevin başlangıcında yapılan toplantı. Örnek: “Proje kick-off meeting’i pazartesi sabahı yapılacak, herkes hazır olsun.” Out of Office (OOO): İş dışında olunduğunu belirten otomatik e-posta yanıtı. Örnek: “Bir hafta tatilde olacağım, out of office yanıtımı ayarladım.” Push Back: Bir öneriye, fikre veya plana karşı çıkma ya da daha sonra değerlendirilmek üzere erteleme. Örnek: “Bütçe artışı teklifine push back yapmak zorunda kaldım.” Touch Base: Durum güncellemesi almak veya kısa bir görüşme yapmak için kullanılır. Örnek: “Projedeki son durumu görmek için yarın seninle touch base yapalım.” Assign: Bir görevi birine atamak. Örnek: “Bu projeyi yeni ekibe assign ettik.” Clarify: Bir konuyu açıklığa kavuşturmak. Örnek: “Lütfen müşteri talebini daha net bir şekilde clarify edin.” Implement: Bir planı veya stratejiyi uygulamaya koymak. Örnek: “Yeni yazılımı önümüzdeki hafta implement ediyoruz.” Onboard: Yeni bir çalışanı işe alma ve eğitme süreci. Örnek: “Yeni ekip üyelerini onboard etmek için bir planımız var.” Optimize: Bir süreci veya sistemi daha verimli hale getirmek. Örnek: “Operasyonları optimize etmek için çalışıyoruz.” Synergize: Farklı gruplar veya bölümler arasında işbirliği yaparak toplam verimi artırmak. Örnek: “Farklı departmanların daha iyi synergize olabilmesi için bir toplantı düzenleyeceğiz.” Benchmark: Endüstri standartlarına veya en iyi uygulamalara göre performansı ölçmek. Örnek: “Bu çeyrek için belirlenen benchmark’lara ulaşmamız gerekiyor.” Escalate: Bir sorunu daha üst bir yönetim seviyesine taşımak. Örnek: “Eğer sorun çözülmezse, durumu yönetim kademesine escalate etmek zorunda kalacağız.” Assign etmek: Bir görevi belirli bir kişiye vermek. Örnek: “Lütfen yeni projeyi Deniz’e assign edin.” Attach etmek: Bir e-postaya dosya eklemek. Örnek: “Müşteriye gönderilecek teklifi e-postaya attach ettim.” Best practice: Bir alanda en iyi uygulamaları ifade eder. Örnek: “Bu sürecin best practice’lerini takip ederek riskleri minimize edelim.” Brain storming: Bir grup içinde fikir üretme süreci. Örnek: “Yarın sabah bir brain storming toplantısı yapacağız, hazırlıklı olun.” Brief: Bir iş veya projeye dair kapsamlı bilgi sağlama. Örnek: “Yeni kampanyanın brief’ini tüm ekiple paylaşacağım.” Canlıya almak: Bir projeyi veya sistemi aktif duruma getirmek. Örnek: “Yazılım güncellemesi başarıyla tamamlandı, yarın sabah sistemi canlıya alıyoruz.” CClemek: E-posta gönderirken diğer kişileri bilgilendirme amacıyla eklemek. Örnek: “Bu önemli duyuruyu herkese CCladım, kontrol edin.” Charge etmek: Bir hizmet veya ürün için ücret talep etmek. Örnek: “Ek hizmetler için müşteriye charge etmeyi unutmayın.” Clarify etmek: Bir konuyu daha net ve anlaşılır hale getirmek. Örnek: “Lütfen müşteri şartlarını daha detaylı bir şekilde clarify edelim.” Clear: Durumun veya talimatın net ve anlaşılır olduğu. Örnek: “Herkes için clear mı, başka sorusu olan var mı?” Concern: Bir durum veya mesele hakkında endişe duymak. Örnek: “Bu gecikme hakkındaki concern’lerimi yönetimle paylaştım.” Confidential: Gizlilik gerektiren bilgiler. Örnek: “Bu bilgiler tamamen confidential, dışarı sızdırılmamalı.” Cross Check: Bilgileri veya süreçleri tekrar kontrol etmek. Örnek: “Lütfen tüm verileri teslim etmeden önce bir cross check yapın.” Deadline: Bir işin bitirilmesi gereken son tarih. Örnek: “Bu raporu tamamlamak için deadline olarak bu Cuma’yı belirledik.” Down olmak: Moral veya motivasyon düşüklüğü yaşamak. Örnek: “Dünkü toplantıdan sonra biraz down hissediyorum.” Excuse: Bir hata veya kusur için özür dilemek. Örnek: “Gecikme için herkesten özür dilerim, tekrar olmayacak.” Farewell: Birine veda etmek. Örnek: “Ali’nin yarınki farewell partisini kaçırmayın.” Feedback: Bir iş veya performans hakkında geri bildirimde bulunmak. Örnek: “Lütfen projemiz hakkında açık ve yapıcı feedback verin.” Focuslanmak: Bir göreve veya konuya odaklanmak. Örnek: “Bu hafta yeni ürün lansmanına focuslanmamız gerekiyor.” Forwardlamak: Bir e-postayı başka birine yönlendirmek. Örnek: “Müşteriden gelen isteği ilgili departmana forwardladım.” Fyi (For your info): Bilgi amaçlı paylaşımda bulunmak. Örnek: “Bu değişikliklerle ilgili herkesi FYI olarak bilgilendirdim.” Ignore etmek: Göz ardı etmek veya dikkate almamak. Örnek: “Ahmet’in sürekli eleştirilerini artık ignore etmeye başladım.” Bu terimler, plaza çalışanlarının günlük iletişiminde sıklıkla yer alır ve kurumsal hayatın bir parçası haline gelmiştir. Plaza dili, bu ortamda çalışanların hızlı ve etkili iletişim kurmalarını sağlayarak iş süreçlerini kolaylaştırır.